headerLogo2b-18pt-myriadpro

Genel Vahiy

Tanrı’nın Kurtuluşu

25 image5372 crowd darker 45Önceki paragrafta ‘Tanrı’nın Kurtuluş yolundan’ söz ettiğimde, İsa’dan söz ediyordum. İncil’de, Tanrı’nın İsa aracılığıyla bizlere günah için eksiksiz bağışlama, Tanrı huzurunda kabul ve cennette sonsuz yaşam armağanı sunduğunu öğreniyoruz. Peki, o halde, Tanrı’nın kurtuluş yolunu hiçbir zaman anlamayanlar ne olacak? Tanrı’nın insanın günahı konusunda ne yaptığını bilmedikleri için affedilecekler mi? Kutsal Kitap’a göre böyle olmayacak. Tanrı’nın açıkladıklarını bilmemek ne haklı bir mazeret ne de insanın sonsuz kurtuluşunun etkili bir garantisidir.

Işık yerine karanlığı seçen bir ulus için İsa’nın duyduğu kaygı ve merhameti anlatan sözlere kulak verin. İlahi sevginin kanatları altında korunmayı ve sığınmayı reddettiler. “Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben de kaç kez senin çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz.” (Matta 23:37)

Bu yazıda Tanrı’nın kendisini bizlere açıklamasının üç yoluna baktık- vicdanın, tarihin ve yaratılışın tanıklığı. Tanrı neden kendisini insana açma konusunda ilk adımı attı? O’nu tanıyabilelim diye. O’nu yüceltebilelim diye.

İnsan asıl olarak Tanrı’yla paydaşlık etmek üzere yaratılmıştı. Bu durum insanı yaratılışın geri kalanından ayırıyordu. Tevrat’ta Tanrı’nın yaratma işlerinin anlatımının ilk birkaç sayfasını okurken, bu bölümde sözü edilen yaratılmış varlıklar arasında insanın Tanrı’yla iletişim kurabilen tek varlık olduğunu görüyoruz. Ancak insan Tanrı’yla paydaşlık kurabilirdi.

İnsan, Tanrı bilincine sahip olan tek varlık olarak Tanrı’nın yaratılışı içinde eşsiz bir yere sahip. Bir horozun dua ettiğini hiç görmediniz, öyle değil mi? Kaplanlar, bir zebranın bacağını koparmak üzereyken verdiği nimetler için Tanrı’ya şükretmezler değil mi? Hayır, sadece insan, Tanrı’nın vahyini almak ve anlamak üzere yaratıldı.

Yaşamak Üzere Tasarlandığımız gibi Yaşamamak

İnsanın günaha düşmesi, kendisi ve günahsız, kutsal bir Tanrı arasındaki iletişim hattını kopardı. Bu gerçek, Kutsal Kitap’ın ilk sayfalarından kapanış bölümüne kadar açıkça öğretiliyor. İşleri daha da kötüleştiren şey, insanın bu durumu düzeltmek için yapabileceği hiçbir şey olmaması. İnsanın başarma becerisinin ötesinde bir şey. İyi haber, Tanrı’nın İsa Mesih aracılığıyla aramızdaki uçurum üzerinde köprü kurmuş olmasıdır. “Nitekim Mesih de bizleri Tanrı'ya ulaştırmak amacıyla doğru kişi olarak doğru olmayanlar için günah sunusu olarak ilk ve son kez öldü.” (1.Petrus 3:18)

Bir sonraki yazıda, insanın Tanrı’yı iki nedenden ötürü yakından tanıyamayacağını öğreneceğiz. Her şeyden önce bunun nedeni insanın ölümlü olmasıdır. Vahiy olmasa, insan Tanrı’yı tanıyamaz çünkü doğa gereği Tanrı ve yaratılışı arasında sonsuz bir uçurum var. 26 sin no on or off button pinkish 45İkincisi, insanın günahkarlığından ötürüdür. Günahsız olan Tanrımız, huzurunda günaha izin veremez. “Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin.” (Habakkuk 1:13, Eski Antlaşma). Bunun anlamı, insanla paydaşlığını düzeltmek için Tanrı’nın ilk adımı atması gerektiğidir. Çareyi bizim sağlamamız mümkün değildir çünkü içimizde Tanrı’yı gücendiren günahkar eylemlerin ve düşüncelerin akışını kesecek bir kapatma düğmesi yok. Tanrı’nın bu konuda kendisiyle ilgili neler açıkladığını öğrenmek için genel vahiye değil, özel vahiye ihtiyacımız var.

Genel vahiy neden yeterli değil? Kimse gün batımına bakıp da, Tanrı’nın günahları nasıl bağışladığı hakkında herhangi bir çıkarımda bulunmadı öyle değil mi? Birbirleriyle oynayan yavru kedileri seyrederek kimse Tanrı’nın doğası hakkında daha büyük bir anlayışa erişmedi. Tanrı’nın doğası hakkında öğrenmemiz için Tanrı’nın bunu açıklaması gerekir. Tanrı’nın konuşması gerekir. İyi haber, Tanrı’nın çağlar boyunca sessiz kalmamış olmasıdır. Kendisini tanıyalım, sevelim ve bu yaşamda başlayıp cennete kadar devam edecek şekilde kendisiyle paydaşlık edelim diye konuşan bir Tanrı vardır.

İsa’ya inananlar olarak ve Tanrı’nın Kutsal Kitap’ta insana vahyini temel alarak, Tanrı’nın dünyaya konuşarak, insanlık için sevgisini ifade ettiğine inanıyoruz. Tek bir hayal edilemez eylemle, bizlere sevgisinin ölçüsünü gösterdi. Sözlerle değil, eylemle. Sevmek bir fiil ve Tanrı’nın bu eylemi bir sonraki yazının konularından biri olacak, Tanrı’nın Kendisini İnsana Açıklaması- Özel Vahiy.