headerLogo2b-18pt-myriadpro

Dört Olağanüstü Ayet

34 image10953 touch miracle jesus 45İncil’i dikkatli bir şekilde incelediyseniz, İsa’nın doğaüstü gücünü kişisel rahatlığı için bir kere bile kullanmadığını görürsünüz. Örneğin,

1) “Yolda giderken bir adam İsa'ya, “Nereye gidersen, senin ardından geleceğim” dedi. İsa ona, “Tilkilerin ini, kuşların yuvası var, ama İnsanoğlu’nun başını yaslayacak bir yeri yok” dedi.” (Luka 9:57-58, İncil). Tek bir sözüyle sert toprağı yumuşak bir yatağa çevirebilirdi ama yapmadı.

2) “Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına vurdular.” (Matta 27:30, İncil). Elini sallasa, kendisini suçlayanların tükürüğünü tersine çevirip geri yüzlerine yollayabilirdi ama yapmadı.

3) “Askerler de dikenlerden bir taç örüp O'nun başına geçirdiler.” (Yuhanna 19:2, İncil). Kaşını kaldırarak, İsa’nın başına takmak için dikenli tacı hazırlayan Roma askerlerinin ellerini felç edebilirdi. Ama yapmadı.

Çok ilginç. Ama Söz’ün beden alıp bir süre aramızda yaşamasının en kayda değer yanı bu mu? Birçokları bu soruya ‘hayır’ yanıtını verirdi. Birçokları, belki de çoğu kişi, zamansızlığın ve sınırsızlığın bir kenara bırakılmasının ötesine, günahsızlığın teslim edilmesine işaret ederdi. Nedenini görmek zor değil. Aklı başında olan kim İsa’nın yaptığını yapardı? Neyi? Günahsızlığını bizim günahlılığımızla değiş-tokuş yapmak?

Dikenli tacın bildirisi bu değil mi? “O zaman Pilatus [Roma Valisi] İsa'yı tutup kamçılattı. Askerler de dikenlerden bir taç örüp O'nun başına geçirdiler.” (Yuhanna 19:1-2, İncil)

35 image12325 crown of thorns 45İsimsiz askerler birkaç dal alıp- dikenli olacak kadar büyümüş ama şekil verilebilecek kadar zayıf- ve bunları alay edecekleri bir taca, dikenli taca dönüştürdüler. Kutsal Yazılar’da dikenler günahın sonucunu sembolize eder. Aden Bahçesi’ni hatırlıyor musunuz? Adem ve Havva günah işledikten sonra Tanrı toprağı lanetledi:

RAB Tanrı Adem'e, “Karının sözünü dinlediğin ve sana, meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için toprak senin yüzünden lanetlendi” dedi, “Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın. Toprak sana diken ve çalı verecek, Yaban otu yiyeceksin.” (Yaratılış 3:17-18, Eski Antlaşma) 

Dünyada dikenler yürekteki günahın ürünüdür. Bu gerçek Tanrı’nın Musa’ya söylediği sözlerde görünür. İsrailler’i tanrısız halkın topraklarını arındırmaları konusunda teşvik etti. Eğer böyle yapmayacaklarsa, itaatsizlik taşınamaz zorluklara sonuçlanacaktı. “Ama ülkede yaşayanları kovmazsanız, orada bıraktığınız halk gözlerinizde kanca, böğürlerinizde diken olacak. Yaşayacağınız ülkede size sıkıntı verecekler.” (Çölde Sayım 33:55, Eski Antlaşma)

Tabii bunlar mecazi ifadeler. Tanrı gerçek iğne ve dikenlerden söz etmiyordu. İsrail halkına, ülkede yaşayanları kovmadıkları takdirde, putperestlik konusunda ayartılacaklarını ve sonunda ilahi iyilik ve bereketten mahrum kalacaklarını söylüyordu.

36 image12326 thorns 45Başkaldırı dikenle sonuçlanır. “Kötünün yolu diken ve tuzakla doludur. Canını korumak isteyen bunlardan uzak durur.” (Süleyman’ın Özdeyişleri 22:5, Eski Antlaşma). İsa bile kötü insanların yaşamlarını dikenli bitkilere benzetti. Sahte peygamberlerden söz ederken şöyle dedi, “Onları meyvelerinden tanıyacaksınız. Dikenli bitkilerden üzüm, devedikenlerinden incir toplanabilir mi?” (Matta 7:16, İncil)

Günahın meyvesi dikendir- sivri, sert, kesici dikenler. Diken ‘noktasını’ vurgulamamın nedeni hiç düşünmediğiniz bir şeyi önermek. Günahın meyvesi dikense, İsa’nın başına konan dikenli taç, günahımızın yüreğini yaraladığına ilişkin bir resim değil mi? Ben öyle olduğuna inanıyorum.

Günahın meyvesi nedir? İnsanlığın dikenli çalılarına adım atıp birkaç dikeni hissetmek. Utanç. Korku. Rezalet. Hayalkırıklığı. Güvensizlik. Endişe. Yüreklerimiz bu çalılara takılmadı mı? Ama İsa’nın yüreği takılmadı. Günahın dikenleri daha önce onu yaralamamıştı. Bizim her gün yaşadıklarımızı O hiç deneyim etmemişti. Endişe? Hiç kaygılanmadı ki! Suçluluk duygusu? Hiç suçlu olmadı ki! Korku? Tanrı ve Tanrı’nın varlığından sevinç duyanlar korkusuzdur! İsa günahın meyvesini hiç bilmedi...bizim için günahın kendisi olana kadar.

“O günah işlemedi, ağzından hileli söz çıkmadı. Kendisine sövüldüğünde sövgüyle karşılık vermedi, acı çektiğinde kimseyi tehdit etmedi...günahlarımızı çarmıhta kendi bedeninde yüklendi. O'nun yaralarıyla şifa buldunuz. Çünkü yolunu şaşırmış koyunlar gibiydiniz, şimdiyse canlarınızın Çobanı'na ve Gözetmeni'ne döndünüz.” (1.Petrus 2:22-25, İncil)

Bu ayetlerin son kısmından emin değilim. İsa’nın uğruna öldüğü günahkarlardan biri olduğunuzu kabul edip etmediğinizi bilmiyorum. Kabul etmelisiniz çünkü doğru olan bu. Ama ayetlerin baş kısmı her zaman doğru olacak. İsa bizim için günah oldu ve öldüğünde, tıpkı gece olurken toprağın üzerine karanlık çökmesi gibi, günah duyguları da onun üzerine çöktü. Daha önce deneyim etmediği bir şeydi. Herhangi bir şey yaratmadan çok uzun zaman önce bunu yapmayı tasarlamıştı. Yazar hikayesini yazmadan çok önce. Ama dünyamızı yaratırken yarattığı şeylerden biri olmadığı için günahın nasıl hissettireceğini bilmiyordu. “Kötüye bakamayacak kadar saftır gözlerin.” (Habakkuk 1:13, Eski Antlaşma)