Katolik olan kişilerin imanlarının Kutsal Kitap inancı ve Kutsal Kitap’a bağlı imanın bizlere sağladıklarıyla nerelerede çeliştiğini bilmeye neden hakları olduğuna inandığımı görebiliyor musunuz?
Yıllar içinde birkaç akrabamın Katolik Kilisesi’ni bırakıp İsa’ya gerçekten iman eden kişiler olmalarını görmek benim için büyük bir sevinç kaynağı oldu. Annem. Büyükannem. Teyzelerimden biri. Kuzenlerimin üçü. Diğerlerinin de yolda olduğuna inanıyorum.
Lütfen beni yanlış anlamayın!
Bu satırları Katolikler’den çok Müslümanlar okuyacağı için bu diziyi ve web sitesinin tümünü hazırlamaktaki amacımın Hıristiyanlık inancıyla ilgili bazı yanlış anlamaları ortadan kaldırmak olduğunu söylemeliyim.
Barbunya, roka ve sardalyayla Ezo Gelin çorbası yapabilir misiniz? Tabii ki yapamazsınız. Bu malzemeleri kullanıp çorbanıza yeni bir isim verebilirsiniz fakat Ezo Gelin çorbası diyemezsiniz. Katolik Kilisesi buna benzer bir şey yapmaya çalışmıştır. Hıristiyan inancından bulunmayan ‘malzemeleri’ alıp dinlerini ekleyip adına da ‘Hıristiyanlık’ dediler.
Katolik Kilisesinin bu yazıda kısaca ele aldığımız bazı yanlış öğretişleri şöyle sıralanabilir:
1) Meryem hakkında öğrettikleri.
2) Dua etmemiz gereken azizler hakkında öğrettikleri.
3) Haftalık olarak İsa’nın kurban edilmesi uygulamasıyla ilgili öğrettikleri.
4) Evlenmemiş rahipler ve kendilerine verilen ünvanlarla ilgili öğrettikleri.
5) Bebeklerin, günahlarını ortadan kaldıran ve içlerine ‘Tanrı’nın yaşamını koyan’ vaftizle ilgili öğrettikleri.
6) Kutsal Kitap’a eklenen ve Tanrı Sözü’yle aynı düzeye veya daha da üstün bir yetki düzeyine ait gibi görünen yazılar ve gelenekler hakkında öğrettikleri.
Laik dünya öyle bir noktaya geldi ki, sahteyi üretme yetimiz, sahte olanı saptama yetimizden öteye geçti. Geçen gün bir sokak satıcısının sergisindeki saatlerin yanına koyduğu kabaca yapılmış yazı dikkatimi çekti. ‘Gerçek Sahteler.’ Tıpkı Rolex, Timex, Tissot, Omega ve Cartier saatleri gibi görünüyorlardı. Bu sahte saatlerden birini bileğinize takmanız bir şeydir. Aldatılmasınız. Ödediğiniz fiyata göre sahte olması gerektiğini bilirsiniz. Fakat Hıristiyanlığın bir yüzü olarak sunulanın Hıristiyanlık olmadığının farkında olmamak tamamıyla farklı bir konudur. Katolikliğin kökeni Hıristiyanlık’tadır fakat çok uzun zamandır bu kökenden ayrılmıştır. Gerçekten çok üzücü bir hikaye.
Katolik Kilisesi’nin yüzyıllar içinde Hıristiyanlığa eklemeye çalıştıkları, çorba yapan kişinin turp, hardal tohumu ve kara lahana koyup sonra da bunun adına Ezo Gelin çorbası demesi gibi bir şeydir.
Sonsöz
2 Nisan 2001’de Bering Denizi’nde bugüne kadar yaşanan en kötü balıkçılık kazası gerçekleşti. Arctic Rose adlı, 28 metrelik ticari trol gemisi, Aziz Pavlus Adası’nın 329 km kuzey batısındaki soğuk sularda battı. Teknede çalışan 15 adam da gemiyle birlikte sulara gömüldü. Telsizden yardım çağrısı göndermemişlerdi.
Bu trajedeyle ilgili bir araştırma başladı ve üç yıl sürdü. Arctic Rose 172 metre buz gibi suyun altında bulundu. Bulunan tek ceset, Kaptan David Rundall’ınkiydi.
Soruşturma, batığın su altında çekilmiş videosuna dayanarak bazı sonuçlara vardı. Kesin neden bilinmemekle birlikte felaketin meydana gelmesiyle ilgili olası bir neden ortaya çıktı. Su altı kameraları, geminin birkaç kapısının ve ambar kapağının açık bırakıldığını belirlediler. Mürettebatın tüm üyeleri deneyimli denizciler olmadığı için, bu yeni kişilerin geminin su geçirmez kapılarının kapalı kalmasının önemini anlamadıkları düşünüldü.
Soruşturmayı yürüten görevliler, ‘Eğitimsiz, deneyimsiz mürettebat, balığın işlendiği alana temiz hava gelmesini sağlamak için sık sık kapıları açık kalması için bağlıyordu. Bu da, sert denizin dalgalarının açık kapıdan diğer açık kapı ve pencerelerden girdiği anlamına gelir. Sonuç olarak, Arctic Rose iki dakikadan az bir süre içinde alabora olmuş olmalı.
Her açık kapı bir fırsat değildir. Bazıları felakete davetiye çıkarmaktır. Bu dizide öğrendiğimiz gibi Katolik Kilisesi’nin yetkili konumlarında bulunanların içeri girmesine izin verdikleri kendi yıkımına neden olmuştur.