headerLogo2b-18pt-myriadpro

Bilim Tanrı’nın Var Olmadığını Kanıtladı mı? Bilim İnsanlarının Size Zorbalık Yapmalarını Kabullenmeyin!

Kötülük Hakkında Son bir Düşünce

34 image6175 empty lost 45Kuşkucuların görüşüyle ilgili diğer bir sorun, argümanın koşullarını anlayabileceğimizi varsayıyor. Diğer bir deyişle, ‘iyi’, ‘iyilik’ ve ‘kötülük’ terimlerini, kanıtlanmış farz edecek şekilde ve bilinmeyen metafiziksel varlıklara başvurmadan tanımlama sorumluluğu kuşkucuya aittir. Örneğin, ‘kötülük vardır’ ifadesini ele alın. Bazıları, kötülüğün bir ‘şey’ olmadığını aksine iyinin yoksunluğu veya çarpıtılması olduğunu söylerler. Bu görüşe katılıyorum. Birçok insan, Tanrı her şeyi yarattığı için kötülüğü de yaratmış olması gerektiğine inanıyorlar. Tanrı tarafından yaratılmadıysa, nasıl var olabilir? Aslında kötülük yaratılmış bir ‘şey’ değildir, bir şeyin olmamasıdır. ‘İyinin’ olmaması... Tanrı’nın olmamasıdır.

Başkaları tek başına kötülük düşüncesinin bile, bir şeyin ‘iyi’ ya da ‘kötü’ olarak belirlenmesini sağlayan bir ahlaki yasayı veya dünyanın ötesinde bir standartı ima ettiğini savunmuşlardır. Her durumda, tartışmanın başka varsayımlara uzanması ve bunların başka varsayımlarla bağlantılarını araştırması gerekir. Agnostik veya ateist olan kişilerin, bu terimlerin anlamlı kullanımını sağlayacak metafizik sistemleri olmadığına göre bu sözleri kullanırken neyi kast ettiklerini tanımlama yükümlülüğü de onlara aittir. 

Kötülük, kötü eylemlere neden olan elle dokunulabilir ‘kara bir damla’ değildir. İyiliğin eksikliği olan kötülük genellikle günahkar eylemlere neden olur. Öte yandan, kötülüğün temeli eylem değil, yürek tutumudur. Kötü eylemler görülebilir ama bunların arkasındaki etken görünmez bir arzudur.  

35 image10864 heart sharper 45Ruhsal durumumuzla ilgili şu değerlendirmeye kulak verin. Daha kötüsü olabilir mi? “Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez. Onu kim anlayabilir?” (Yeremya 17:9, Eski Antlaşma)

Kim anlayabilir? Hiçbir insanın anlaması mümkün değildir. Yüreklerimizde, farkında olmadığımız ve orada olduğundan kuşku bile duymadığımız bir kötülük var. Fakat Tanrı anlıyor ve bu kısmı bazı çok iyi haberlerle bitireceğim. Tanrı kötülüğün (günah) dünyaya gelme olasılığına izin verdiyse o zaman insanın günaha köle olmaması, aksine bundan kurtarılması için bir yola sahipolmalı. Tanrı’nın İsa’da gerçekleştirdiği de bu oldu.

Tanrı günaha böylesine umutsuz bir şekilde dolaşmamıza neden bir tepki verme ihtiyacı duydu? Başka türlü asla görülemeyecek olan bazı niteliklerini göstermek için. Bu konuda Sorular kısmında Kötülüğü Tanrı mı Yarattı? başlığı altında daha fazla şey okuyabilirsiniz.

Ancak Tanrı Bilir

Bilimsel doğacılık dünyamız hakkında bilgi sahibi olmamızın en güvenilir yolunun bilim olduğunu varsayıyor. Öyle değildir. Sağlayabileceği bilgi son derece sınırlıdır. Örneğin, kozmolojik fizik, evrenin kökenleri ve evrenin dış sınırları hakkında çok daha fazla bilgi verebilir. Fakat kozmologlar, evrenin neden burada olduğu, amacının ne olduğu ve bizim evrendeki yerimiz hakkında bilgi vermek açısından Kapalı Çarşı çevresindeki ayakkabı boyacısı çocuklardan daha nitelikli değildir. Bilim, içinde bulunduğumuz evreni betimleme konusunda oldukça başarılı olsa da, ahlaki soruları veya nihai kökenimiz, anlamımız ve amacımız hakkında ki soruları yanıtlama yetisine sahip değildir. Nitekim ahlak ve anlamla ilgili bu sorular nihai olarak insanlar tarafından kesinlikle cevaplanamaz. Ahlaki yasalar ve evrenin amacı hakkında nihai olarak birşeyler söyleyebilecek tek kişi evrenin yaratıcısı olan Tanrı’dır. 

36 image10865 feel good face people 45Kötülüğün tanımı hakkında benimle aynı fikirde misiniz? Kötü mü, yoksa iyi mi? Cevabı sadece kişisel duygularımıza mı bağlı? İyi ve kötü kavramları toplumların karar verdiği bir şey mi? Ernst Hemingway’in Öğleden Sonra Ölüm’de söylediklerini farklı sözcüklerle ifade etmemiz gerekirse ahlak şöyle tanımlanabilir: “Ahlaki olan şey, yaptıktan sonra kendinizi iyi hissettiğiniz, ahlaki olmayan ise yaptıktan sonra kendinizi kötü hissettiğiniz şeydir.”  

Eğer ahlaki düşünce dizileri arasında biri diğerinden daha iyi olmasaydı, medeni ahlakı Nazi ahlakına tercih etmenin bir anlamı olmazdı. Bir ahlaki kurallar dizisinin başka birinden daha iyi olduğunu söylediğiniz anda, aslında bunları nihai bir standarda göre ölçüyorsunuz demektir. Nihai bir standart olması gerektiğini kabul ettiğiniz an ise, Tanrı’nın varlığını savunuyor olursunuz.

Bunu biraz düşünün. Eğer Tanrı olmasaydı, acı, kötü sayılmazdı. İnsanların acısı, farelerin veya böceklerin çektikleri acılardan neden daha kötü olsun? Kesin standart Tanrı olmazsa, insani değerlerinden başka, biyolojik adaptasyonlardan nasıl daha farklı sayılabileceğini göremiyorum. Unutmayın, Richard Dawkins bizlere, genlerin hayatta kalmak için kullandığı ve kullanıldıktan sonra atılacak makinelerden daha farklı bir şey olmadığımızı söylüyor. Ateist bilim insanları hayatlarını anlamlı hale getirmeye çalışabilirler ama nihai olarak bunun bir önemi yoktur. Özünde hayvanlardan farklı değiliz. İskelet üzerinde su torbasından başka bir şey değiliz; temelde çok karmaşığız ama maddi olarak bedenimizden farklı bir parçamız yok. Yani sonsuz bir cana sahip değiliz. Çocuklar bombalarla yok edildiğinde aslında “bir zamanlar küçük bir kız olan” atomları yeniden düzenlemektedir. Hepsi bundan ibaret.