headerLogo2b-18pt-myriadpro

İncil Güvenilir mi?

29 eyewitnesses2 temp5 45Bunu bilmemiz neden önemli? Görgü tanıklarının olaya hem coğrafi hem de kronolojik yakınlığı gerçeği söyleme becerileriyle yakından ilişkilidir. Yeni Antlaşma yazarları İsa’nın yaşamı hakkındaki anlatılarını, İsa yaşadıktan yüzlerce yıl sonra mı yazdılar? Hayır. İsa’yla aynı coğrafi bölgede mi yaşıyorlardı? Evet. Yeni Antlaşma yazarları görgü tanıkları mıydı yoksa, İsa’nın yaşamı öğretişlerinin görgü tanıklarının anlattıklarını mı anlattılar? Evet, görgü tanıklarıydılar. Yeni Antlaşma’nın esin almış yazarları görgü tanıkları olduklarını ya da İncil’de açıklanan olayların görgü tanıklarıyla görüştüklerini ileri sürdüler.

“Sayın Teofilos, Birçok kişi aramızda olup bitenlerin tarihçesini yazmaya girişti. Nitekim başlangıçtan beri bu olayların görgü tanığı ve Tanrı sözünün hizmetkârı olanlar bunları bize ilettiler. Ben de bütün bu olayları ta başından özenle araştırmış biri olarak bunları sana sırasıyla yazmayı uygun gördüm.” (Luka 1:1-3, İncil)

“Rabbimiz İsa Mesih'in kudretini ve gelişini size bildirirken uydurma masallara başvurmadık. O'nun görkemini gözlerimizle gördük.” (2.Petrus 1:16, İncil)

“Evet, sizin de bizlerle paydaşlığınız olsun diye gördüğümüzü, işittiğimizi size duyuruyoruz.” (1.Yuhanna 1:3, İncil)

“Bunu gören adam tanıklık etmiştir ve tanıklığı doğrudur. Doğruyu söylediğini bilir. Siz de iman edesiniz diye tanıklık etmiştir.” (Yuhanna 19:35, İncil). Bunlar Elçi Yuhanna’nın sözleri. Mütevazi ve alçakgönüllü bir adam olarak kendisinden üçüncü şahıs olarak bahsetmeye alışkındı. Bu elçi İsa’nın çarmıha gerilmesi sırasında oradaydı. İsa’ya yapılanlara tanıklık etti ve olayı sadece kendisi için veya arkadaşlarının özel kullanımı için yazmadı, hepimiz için yazdı. Ne amaçla? “İsa, öğrencilerinin önünde, bu kitapta yazılı olmayan başka birçok doğaüstü belirti gerçekleştirdi. Ne var ki yazılanlar, İsa'nın, Tanrı'nın Oğlu Mesih olduğuna iman edesiniz ve iman ederek O'nun adıyla yaşama kavuşasınız diye yazılmıştır.” (Yuhanna 20:30-31, İncil)

30 image11764 tiberius 45İncil’e içsel testi uyguladığımızda, Yeni Antlaşma belgelerinin, Yeruşalim’in İ.S. 70 yılında yıkımı öncesine ait birçok bilgi sergilediğini görüyoruz. Belgeler, o döneme ait eksiksiz özel isimler, tarihler, kültürel ayrıntılar, gelenekler ve adetlerle ilgili bilgilerle doludur. Örneğin, aşağıdaki tarihsel olarak doğru bir bölümdür:

“Sezar Tiberius'un egemenliğinin on beşinci yılıydı. Yahudiye'de Pontius Pilatus valilik yapıyordu. Celile'yi Hirodes, İtureya ve Trahonitis bölgesini Hirodes'in kardeşi Filipus, Avilini'yi Lisanias yönetiyordu. Hanan ile Kayafa başkâhinlik ediyorlardı. Bu sırada Tanrı çölde bulunan Zekeriya oğlu Yahya'ya seslendi.” (Luka 3:1-2, İncil)

Ayrıca İncil’de yersiz bilgiler de bulunmaz, yani o zamana ait olmayan kişi veya olay bilgisi yoktur. Tarihlerin belirlenmesi veya Barnabas İncil’inde gördüğümüz gibi olay, koşul veya geleneklerin belirlenmesinde hatalar yoktur. Yeni Antlaşma yazarlarının, olaylara tanık olmuş, birinci yüzyılda yaşamış Yahudiler gibi göründükleri kesindir.

İçsel testi İncil’e uyguladığımızda nasıl bir sonuca varabiliriz? İncil’in olayların gerçekleştiği koşullarda yazıldığı kesin olarak söylenebilir. İncil bu belgelerin bahsettiği insanlar arasında dolaşımdaydı. Hayatta oldukları için yazılanları inkâr edebilirlerdi. Yeni Antlaşma yazıldığında hem birinci hem de ikinci kuşak görgü tanıkları hayattaydılar!

“Bir dakika,” diyebilirsiniz, “Ben, yazarların sadece istedikleri gibi hikâyeler ve sözler uydurduklarına inanıyorum. Yalan söylediklerini söylememe engel olacak bir şey var mı?” 

31 image11094 magnifying glass 451) Görgü tanıkları bu gibi uydurmalara izin vermezdi. Sözde “tarihsel kurgunun parçalarının” yazarları, nasıl olur da, görgü tanıklarının karşı çıkışlarına takılmadan geçebilmeyi bekleyebilirlerdi? Görgü tanıkları, hayali anlatılara karşı kontrol mekanizması oluştururlar, gelişen geleneği denetleyebilir ve İsa’nın hizmetiyle ilgili kuşkulu ifadeleri inceleyebilirlerdi. Öğrenciler ve görgü tanıkları vardı. Elçi Pavlus şöyle yazıyor, “Aldığım bilgiyi size öncelikle ilettim: Kutsal Yazılar uyarınca Mesih günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi. Kefas'a, sonra Onikiler'e göründü. Daha sonra da beş yüzden çok kardeşe aynı anda göründü. Bunların çoğu hala yaşıyor, bazılarıysa öldüler.” (1.Korintliler 15:3-6, İncil)

“Bunların çoğu hala yaşıyor…” Yani, İsa’nın gerçekten de ölümden dirilip dirilmediğini kontrol etmek için onlara başvurulabilir. Dirilişinin gerçekliği konusunda, O’nu gören, hayattayken O’na yakın olan ve O’nu izleyen beş yüz kişiden daha belirleyici ne gibi bir sav olabilir? Beş yüz kişinin tanıklığı dirilişini kanıtlayamazsa, hiçbir tanık çoğunluğu yeterli olamaz. Bu beş yüz kişi aldatılmış mıydı? Hayır, bunlar görgü tanıklarıydı. Ayrıca, ilk kilise, dünyanın uzak ve karanlık bir köşesinde soyutlanmış değildi. Roma İmparatorluğu’nun büyük şehirlerinde toplum içinde görünürlüğü apaçık ortadaydı!

Ayrıca uğraşmaları gerekenler sadece dost görgü tanıkları değildi. Doğru olmayan bilgilerle ve özellikle gerçeklerin çarpıtılmasıyla her şeyi tehlikeye atamazlardı. İsa Mesih’in yaşamının temel gerçeklerini bilen birçok düşman görgü tanığı bunları hemen açığa çıkarırdı.