headerLogo2b-18pt-myriadpro

İncil Güvenilir mi?

III. DIŞSAL TEST 

57 image8350 magnifying glass 45Kadim bir metnin tarihsel doğruluğunu saptamak için tarihçiler ve yazın eleştirmenleri tarafından kullanılan üç test vardır ve biz bunların iki tanesini ele aldık. Bibliyografi testi ve içsel kanıt testi. Dışsal test şu soruyu sorar, “Dışsal kanıtlar İncil hakkında ne diyor?” Bu test ek tarihsel yazın ve veriler ışığında belgelerin doğruluğunu destekler veya bunların sahte olduğunu ortaya koyar. Müjde’de ortaya konulan iddialarla ilgili olarak Yeni Antlaşma dışında destekleyici kanıtlar var mıdır? Yeni Antlaşma’da, bilinen arkeolojik, tarihsel, bilimsel veya başka verilere göre sahte olduğu ortaya konulabilecek ifadeler veya iddialar var mı?

Kutsal Kitap’ın tarih içinde yazılmış belgelerin toplamı olduğu gerçeğinden hareketle, arkeoloji tarafından kanıtlanabilecek tarihsel referanslar içermektedir. O halde, önce, arkeolojik bulguların Yeni Antlaşma’yı destekleyip desteklemediğine bakalım. Cincinati’deki Yahudi İlahiyat Fakültesi’nin önceki başkanı ve aynı zamanda modern tarihin en önemli arkeologlarından Nelson Glueck şöyle yazmıştır: “Hiçbir arkeolojik keşfin Kutsal Kitap referanslarıyla çelişmediği genel olarak söylenebilir.” (16)

Yirminci yüzyıldan önce Kutsal Kitap’ın birçok eleştirmeninin, Kutsal Kitap iddialarının bazıları için kanıtların olmamasını öne sürerek Kutsal Yazılar’a şüphe düşürmüş olmaları ilginçtir. Fakat, arkeoloji 20. yüzyılda büyük patlamalar gerçekleştirdi ve bu gibi iddialar tersine çevrildi. Arkeoloji Kutsal Kitap’ın iddialarını destekleyecek muazzam kanıtlar ortaya çıkarmıştır.

İŞTE KUTSAL KİTAP'IN TARİHSEL GÜVENİLİRLİĞİNE BİRKAÇ ÖRNEK

1) Eleştirmenler bir zamanlar Musa’nın Yasası’nın Musa tarafından yazılmış olamayacağını ileri sürmüşlerdi çünkü o zamanlar yazı çoğunlukla bilinmezdi (İ.Ö. 500 yıllarında). Sonra Hamurabi Yasaları bulundu (İ.S. 1700). Bu da yazının o sırada kesin olarak bilindiğini gösterdi ve Musa’nın Yasası’nın Musa tarafından yazılamaması için herhangi bir neden kalmadı.

58 image6599 bible gutenberg 452) Eleştirmenler uzun bir süre boyunca Eski Antlaşma’daki bir bölümün doğruluğunu sorgulamışlardı. Daniel Kitabı’nın beşinci bölümünde, Babilli Belşazzar’dan bahsedilir. Arkeolojik kayıtlar Nabonidus’un o zamanlar kral olduğunu göstermektedir. Belşazzar’dan bahsetmez. Fakat 1956 yılında üç taş yazıt bulunmuştur. Yazıtlar, Nabonidus’un Persliler’le savaşa gittiği sırada, krallığını oğlu Belşazzar’a emanet ettiğini göstermektedir.

3) Bir zamanlar, Asur’un, Yeşaya 20. bölümde kaydedilenin aksine Sargon adında bir kral olmadığı iddia edilirdi. Bu iddia, isme başka hiçbir kaynakta rastlanmaması gerçeğine dayanıyordu. Sonra, Irak’ta Horsabad’ta Sargon’un sarayı bulundu. Yeşaya’da anlatılan olay, yani Aşdod’u ele geçirmesi, sarayın duvarlarında kayıtlıydı. Dahası, Aşdod’ta da, zaferi anıtlaştıran bir dikili taşın parçaları bulundu.

4) Tanrı’nın yazması için Musa’ya esin verdiği ilk beş kitapta Yusuf adlı bir kişinin hikâyesini okuyoruz. Yaratılış 40. bölümde, Yusuf, Firavun’un hizmetkârının rüyasını yorumlar. Rüyasında üzümlerden bahsedilir. Fakat eski dönemler tarihçisi Herodot, Mısırlıların üzüm yetiştirmediklerini ve şarap içmediklerini söyler. Bu da birçok insanın Kutsal Kitap kaynaklarına şüpheyle yaklaşmasına neden olmuştur. Öte yandan, eski Mısır mezarlarında keşfedilen resimler, asmaların yetiştirilmesini, budanmasını ve süslenmesini göstermektedir. Buna ek olarak, üzümlerin suyunun çıkarılmasını gösterirler ve sarhoşluk sahnelerine yer verirler. Herodot’un yanıldığı, Kutsal Kitap’ın ise haklı olduğuna şüphe yoktur. 

59 image11794 straw 455) Tanrı’nın Musa’ya esinlediği beş kitaptan ikincisinde, İsrailoğulları’nın Firavun için Pitom ve Ramses adlı hazine kentlerini inşa ettikleri anlatılır. Bu olay Mısır’dan Çıkış 1:11’dedir. Daha sonra aynı kitapta önceleri saman kullanarak tuğla yaptıklarını okuyoruz. Daha sonra anız kullandılar çünkü bu amaçla kullanabilecekleri saman artık onlara verilmedi. Naville 1883’te ve Kyle 1908’de İsrailliler tarafından bina edilmiş bir şehir olan Pitom’da, alt kısımların, iyi kesilmiş samanla doldurulmuş tuğlalarla yapılmış olduğunu görmüştür. Bu arkeologlar orta kısımlarda daha az saman kullanıldığını bunlarda anız olduğunu görmüşlerdir. Üst kısımlar ise saf kilden yapılmıştır. Bu kısımlarda hiç saman yoktur. Kutsal Kitap anlatısını okuyup da, arkeolojinin Kutsal Kitap’a sağladığı muazzam doğrulama karşısında şaşırmamak elde değildir.

6) Kutsal Kitap anlatıları Hıristiyan olmayan yazarlar tarafından da doğrulanmıştır. Örneğin, Yahudi tarihçi Yosefus, Kutsal Kitap’taki gerçekler hakkında pek çok şey söylemiştir. Matta İncili’nde Hirodes’in Vaftizci Yahya’yı erkek kardeşi Filip’in eşi Herodiya için öldürdüğü anlatılır. Bunu yapmasının nedeni Vaftizci Yahya’nın, Hirodes’e, kardeşinin eşini almasının yasaya uygun olmadığını söylemesiydi. Yosefus bunun neden yasaya uygun olmadığını anlatır. Herodiya aslında Hirodes’in kardeşi Filip ile evliydi. Fakat Filip’ten boşanıp Hirodes’le evlendi. Vaftizci Yahya’nın azarlamasının nedeni bu yasadışı evlilikti. Yosefus’un anlatısıyla Kutsal Kitap anlatısı tam bir uyum içindedir.

7) Kutsal Kitap açık bir zihinle çalışıldığında görünürdeki tutarsızlıklar ortadan kaybolur. Bunun bir örneği de Filistin’i yöneten hanedanla ilgilidir. Matta Müjdesi’nde İsa doğduğunda yönetimde olan ‘Kral Hirodes’ten bahsedilir. (Bakınız Matta 2:1.) Daha sonra aynı bölümde Hirodes’in ölümünü okuruz. Fakat Yuhanna Müjdesi’nden sonraki kitapta bir kere daha ‘Kral Hirodes’in Yakup’u ölüm cezasına çarptırmasından söz edilir. (Bakınız Elçilerin İşleri 12:12.) Zaten ölmüş olsaydı bunu nasıl yapabilirdi? Kutsal Kitap kendi kendisiyle çelişiyor mu? Yahudi tarihçi Yosefus, Yakup’u ölüm cezasına çarptıran Hirodes’in aslında, Matta İncili’nde adı geçen Hirodes’in torunu olduğunu göstererek bu meseleye açıklık kazandırır. Kutsal Kitap olgularla mükemmel bir uyum içindedir.